KANSER ÖNCESİ OLUŞUMLAR

 

Kanser öncesi oluşumlar rahim ağzında bulunan, görünümleri değişmiş hücrelerdir. Buna servikal displazi adı da verilir. Her yıl tüm dünyada 40 milyon kadında rahim ağzında kanser öncesi lezyonlar tespit edilmektedir.

Kanser Öncesi Oluşumların Nedeni Nedir?

Kanser öncesi oluşumların pek çok farklı nedeni vardır; ancak çoğunlukla bunlar Human Papillomavirüs'ün (HPV) belirli tiplerinden kaynaklanır.

HPV'nin genital bölgeyi etkileyen çeşitli tipleri vardır. Bazı tipler rahim ağzında anormal hücrelerin kanser öncülleri veya kansere dönüşmesinde etken olabilir. Bazı tipler de genital siğillere ve rahim ağzında başka iyi huylu (anormal ancak kansere yol açmayan) değişikliklere neden olabilir.

Kansere yol açan etmenleri ana hatlarıyla 8 başlık altında toplamak mümkündür.

1. Kalıtsal yatkınlık
2. Kalori değeri yüksek, hayvansal yağdan zengin, et içeriği zengin beslenme
3. Sigara içmek
4. Aşırı alkol
5. Aşırı güneş ışığı
6. Bedensel hareketsizlik
7. Cinsellikle bulaşan virüsler
8. Ev ve işyerindeki karsinojenler

Bunlardan kalıtımsal yatkınlık kalınbağırsak, makat ve meme kanserlerinde; zengin beslenme, sindirim sistemi, meme ve prostat kanserinde; sigara ve diğer tütünlerin içimi, akciğer, ağız, gırtlak, yemek borusu, mide, pankreas ve mesane kanserlerinde önemli rol oynuyor. Aşırı alkolün de ağızdan makata kadar tüm sindirim sisteminde, karaciğerde ve memede kanser oluşumuna neden olduğu biliniyor. Aşırı güneş ışığı her türlü cilt kanserine yol açarken, hareketsizliğin rahim, prostat, meme ve kalın bağırsak kanserine, cinsellikle bulaşan virüslerin üreme sisteminin yanısıra karaciğer kanserine ve lenfoma ve sarkoma türü tümörlere yol açtığı biliniyor.


Kanser Öncesi Lezyonlar Nasıl Teşhis Edilir?

Bir olayın önlenebilmesi için, o olayın neden ve nasıl geliştiğinin iyi bilinmesi gerekiyor.

Bazı kanser türlerinin tedavisinde büyük başarılar elde edilmekle beraber, genel ortalamaya oranlandığında  kansere yakalananların yarısından azında tedavinin başarılı olacağı bilinmektedir. Bu açıdan, küresel bir sorun olan kansere başka çözümler gerektiği de ortaya çıkmaktadır. Tüm sağlık olaylarında temel kural olan önlemenin, tedaviden çok  daha değerli olduğu kavramı, burada da ön plana çıkıyor.

Kanser öncesi lezyonların pek çok farklı nedeni vardır; ancak çoğunlukla bunlar Human Papillomavirüs'ün (HPV) belirli tiplerinden kaynaklanır. Bazı tipler rahim ağzında anormal hücrelerin kanser öncülleri veya kansere dönüşmesinde etken olabilir. Bazı tipler de genital siğillere ve rahim ağzında başka iyi huylu (anormal ancak kansere yol açmayan) değişikliklere neden olabilir. 

Kanser neden ve nasıl oluşur:

Kanser bir çok nedene bağlı ve birçok aşamalar sonucu oluşan bir süreçtir. Kanser oluşumuna yol açan etkenler (karsinojenler), sürekli bölünerek çoğalan hücrenin genetik yapısını tahrip ederek mutasyon denilen genetik değişikliklere yol açarlar. Bunun sonucunda normal hücre, önce prekanseröz (kanser öncesi) hücreye daha sonra da kanser hücresine dönüşür. Bu çok aşamalı süreç, yıllar içinde gelişir. İşte korunma, bu yıllar süren sürecin değişik aşamalarında devreye girebilir. Primer ya da birincil korunma olarak adlandırılan yöntemde, kansere neden olan etkenlerin (karsinojen) oratadan kaldırılması ya da bu maddelerin hücrenin genetik yapısını bozucu etkisine karşı koruyucu maddelerin kullanılması söz konusu olmaktadır. Sekonder ya da ikincil korunma denilen yöntemde ise prekanseröz oluşumların giderilmesine çalışılmaktadır.

"Jinekolojik Kanser öncesi lezyonları saptamanın birincil yolu Pap smear testidir."

Kanser Öncesi Oluşumların Tedavisi ve Anormal Pap Smear Sonucu

Kanser öncesi lezyonları tedavi etmek için yaygın biçimde kullanılan yöntemler; kriyocerrahi (dondurulma), LEEP (loop elektrocerrahi ekzisyon prosedürü; sıcak bir tel lup ile anormal servikal hücrelerin çıkarılması) ve klasik cerrahidir.

Kanseröz ve pre-kanseröz servikal oluşumlarda birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Her vakada hasta ve hekim en uygun tedavi yöntemine karar verir. Ayrıca saptanan lezyonun evresi de tedavinin seçiminde önem kazanmaktadır: Erken evrelerde Lazer, Kriyocerrahi (oluşumu dondurma), LEEP (Elektrocerrahi eksizyon yöntemi – Loop electrosurgical excision procedure: Rahim ağzından lezyonlu bölgenin kesilip çıkarılması. Konizasyon (koni şeklinde doku parçasının alınması) yöntemlerinden uygun görülenler uygulanabilir. İleri evrelerde Histerektomi (kadın üreme organlarının alınması), Radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (antikanser ilaçları ile tedavi) yöntemlerinden biri veya uygun olan kombinasyonları uygulanabilir.

Anormal Pap Smear Sonucu

Pap smear anormallikleri, hafif ile şiddetli arasında değişir ve kanser olduğunuz anlamına gelmez. Anormalliğin en hafif türü olan atipik hücreler, genellikle basit enfeksiyonlar ve iltihaplanmadan kaynaklanır. Bazen de, günün birinde kansere dönüşecek ve en yakındaki dokuya ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmaya başlayacak olan prekanseröz (kanser öncesi) oluşumlardan kaynaklanır. Servikal intraepitelyal neoplazi (CİN) bu türden prekanseröz bir oluşumdur.

Pap smear testiyle belirlenebilir. LSIL adı verilen düşük dereceli Pap smear sonucu ortaya çıkarsa, doktor, örneğin, yeni bir Pap testi planlamak suretiyle oluşumu yakından takip edecektir. Eğer yüksek dereceli (HSIL adı verilen) bir sonuç çıkarsa, bu defa da doktorunuz, rahim ağzınızın daha doğru bir incelemesinin yapılması için kolposkopi yapılmasını tavsiye edebilir. Bu testte, rahim ağzı, özel büyüteçli bir mikroskop ile incelenir. Anormal görünümlü bir bölge görülürse, doktor rahim ağzı biyopsisi yapabilir. Bu biyopside, hücre anormalliklerinin büyüklüğüne ve türüne karar verebilmek için mikroskop altında incelenmek üzere dokudan küçük bir parça çıkarılır.

Rahim ağzındaki anormal prekanseröz bölgeler, genellikle dokuyu kazıyan (LEEP adı verilen bii” işlem) elektrikli bir aletle  tedavi edilir. Bu işlemler az ya da hiç anestezi kullanmadan doktor muayenehanesinde yapılabilir; bu işlemlerden hiç biri doğurma yetinizi etkilemez.

Eğer servikal intraepitelyal neoplazinin (CİN) anormal bölgesi bir çok servikal dokuyu kapsıyorsa, bu durumda, daha fazla doku çıkartılması için bir kon biyopsisi yaptırmanız gerekebilir. Kon biyopsisi hamilelik sürecini zorlaştırabilir ama hamile kalmayı imkansız kılmaz. Tedaviden sonra doktorunuz, yeni anormal hücrelerin var olup olmadığını mümkün olduğunca erken tanılamak için, Pap smear testlerini daha sıklıkla yaptırmanızı tavsiye edebilir.

Tedavi edilmeyen CİN, yakınındaki dokuyu sarmaya başladığında rahim ağzı kanserine dönüşür. Servikal kanser vakalarının çoğunun, cinsel yolla bulaşa-bilen, insan papillom virüsünün (HPV) özel türlerinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Korunmasız (lateks veya poliüretan prezervatif kullanmadan) cinsel ilişkiye girdiğiniz her yeni erkek partnerle birlikte servikal kanser riskiniz artar. Ergenlik çağında cinsel olarak erkenden aktif olan kadınlarda da risk yüksektir. Aynı virüsün diğer türleri genitai siğillere neden olur. Servikal kanserin genitai siğilleri olan kadınlarda meydana gelmesi çok daha olasıdır.

İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HTV) enfeksiyonu, servikal kanser riskini arttırır. Bunun nedeni muhtemelen, zayıflamış bağışıklık sisteminin, insan papillom virüsünün (HPV) daha kolay bir şekilde kansere yol açmasına olanak vermesidir. Prezervatif kullanmak HPV ve HIV virüslerinin yayılmasını engelleyerek servikal kanser riskini düşürür görünmektedir.

SEMPTOMLAR

Erken evrelerindeyken servikal kanserin hiçbir belirtisi yoktur. Daha sonraki evrelerde kanlı ve kötü kokan bir akıntıya sebep olabilir. Cinsel ilişkiden sonra ve adet dönemleri arasında vajinal kanama meydana gelir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Pap smear, rahim ağzının anormal hücrelerini (seıvikal intraepitelyal neoplazi (CİN) de olduğu gibi) ‘ kansere dönüşmeden önce tanıla¬yabildiği için, servikal kanseri önlemenin tek ve en iyi yoludur. CIN’in erken tedavisi seıvikal kanserin ilerlemesini önler.

Pap smear testiniz anormal çıkarsa, doktorunuz rahim ağzınızın büyütülmüş görüntüsünü elde etmek ve mikroskop altında incelemek üzere doku örneği almak için kolposkopi ayarlayabilir.Eğer servikal intraepitelyal neoplazi bulunursa, o bölge kon biyopsisi ile çıkarılır.

Prekanseröz dokuyu çıkarmak için gittikçe artan oranda kullanılan tekniğe Loop Elektrocerrahi Eksizyon Prosedürü (LEEP) adı verilir. Bu işlemde, size lokal bir anestezik verilir.

Hastalıklı dokuyu nazik bir şekilde kesip almak için, çevredeki sağlıklı dokulara minimum düzeyde zarar veren elektrikli bir tel kullanılır. Komplikasyonlar nadir görülür.

Tedavide kullanılan ilaçlar :
 
Keratolitik ajanlar: Üstteki deriyi içindeki HPV virüsüyle birlikte ortadan kaldıran, kurutan ilaçlardır.
 
Immünmodülatörler: Bağışıklık sistemi düzenleyiciler. Etki mekanizmaları tam bilinmiyor. Ancak bağışıklık sisteminde bazı kilit maddeleri etkilediği sanılıyor.
 
İnterferonlar: Anti-viral, anti-tümör ve bağışıklık düzenleyici etkileri olan ilaç grubu.
 
Antimetabolitler:
Kanser tedavisinde de kullanılan, hücre bölünmesini engelleyen ilaçlar.

Cerrahi yöntemler :
 
Kriyoterapi :
Siğili dondurarak tedavi eder. Özellikle penisteki ve vulvadaki lezyonlar için bu tedaviye iyi yanıt verirler. Ancak ağrı ve ödem gelişebilir.
 
Elektrokoter:
Yine ilaca yanıt vermeyen büyük lezyonlar bu işelemle cerrahi olarak çıkarılıp kalan doku koterle yakılabilir.
 
Leep: Kanca şeklinde bir koterle siğilin altından yakılarak siğil çıkarılır.


Kanser Öncesi Lezyonlardan Korunma Yöntemi

Düzenli PAP Smear testi ve jinekolojik muayene ile bu lezyonları tespit ederek ilerlemesi engellenebilir.

HPV virüsünden korunmanın tek yolu prezervatif kullanmaktır. Ancak HPV virüsünün bulaşıcılığının çok yüksek olması nedeni ile, cinsel temas esnasında erkek genital bölgesinin prezervatifle korunmayan kısımlarından kadına ya da tam tersi kadından erkeğe bulaşması söz konusudur.

Bu nedenle çok eşli olan insanlar büyük risk altındadır, virüsün bulaşıcılığı ve prezervatifin etkisiz kalması olasılıkları nedeni ile cinsel ilişki öncesinde eşlerin cinsel organlarını görerek kontrol etmesinde fayda vardır, siğil veya benzeri oluşumlar mevcut ise ilişkiye hiçbir şekilde girilmemelidir.

Kanserin yukarıda açıkladığımız nedenleri bilindiğine göre bunlara yönelik olarak alınacak önlemler korunmada önemli etkiler gösterecektir. Bunlardan uzaklaşmanın nedenli önemli olduğu yolunda çok geniş çalışmalar yapılmıştır. Bunların sonuçları sık sık yayınlanıyor. Ancak son yıllarda korunma önlemlerine önemli biri daha eklendi. Kimyasal korunma denilen bu yolun en önemli silahları arasında, vitaminlerle kalsiyum ve selenyum gibi minerallerden oluşmuş gıda takviyeleri ve bazı ilaçlar yer alıyor,

Pap Smear testi nedir?

‘Pap smear’ kadın kanserlerinde çok önemli bir tarama testidir. Hücrelerdeki değişiklik en başında bu testle anlaşılır.

Rahim ağzı ve vajinadan dökülen hücrelerin bir fırça yardımı ile toplanıp, özel bazı maddelerden geçirildikten sonra mikroskopla izlenmesi demektir. Bu izlenme olayı sırasında rahim ağzı ve vajinadaki kanser veya kanser öncesi değişime uğramış bazı hücreler seçilebilir ve doktora daha ileri araştırma yapması için uyarı verilir. Bu ileri araştırma vajina ve rahim ağzının ‘kolposkop’ denilen özel bir dürbünle büyütülerek incelenmesi ve burada anormal hücrelerin oluşturduğu doku değişikliklerinden parça alınarak teşhis ve tedavilerin yapılmasıdır.

Rahim ağzı kanseri bilindiği gibi kanser olmadan önce uzun süren bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte önce rahim ağzındaki hücreler hafifçe değişiklik göstermekte sonra bu değişiklik hafif, orta ve ağır gibi değişik etaplardan geçmektedir. Bu etapların ilk günlerinde kanser durumu söz konusu değildir ve tedavi basitçe yapılabilir. Ancak ağır hücre değişikliğinden sonra uzun bir zaman tedavi etmeden beklenilirse hakiki rahim ağzı kanseri oluşmaya başlar ve bundan sonra da kadının rahmini veya bazı durumlarda hayatını kurtarmak mümkün olmayabilir.

İşte ’Pap smear’ testi, rahim ağzı kanserindeki bu yavaş gelişimden faydalanarak hastalığın kanser olmadan önce tedavisine olanak sağlayacak bir inceleme yöntemidir. Genellikle ‘Pap smear’ testlerinin yoğun bir kadın-doğum kliniğinde
yüzde 3 ile yüzde 5’i anormal çıkmaktadır. Son yıllarda bunda bir artış söz konusu olmuştur. Bunda ki temel sebep ise cinsel ilişki ile bulaşan ‘HPV’ denilen ‘İnsan Siğil Virüsü’nün ülkemizde de artmasıdır.

‘HPV’ virüsü cinsel ilişki ve yakın cilt teması ile geçmekte ve insanın bacak arası bölgesinden başlayarak erkeklerde testis ve penise, kadında ise vulva, vajina ve rahim ağzına kadar uzanan bölgeyi etkilemektedir. Bu virüsün 100’e yakın cinsi vardır ve bu cinslerden en sık rastlanılanlar 6, 11, 16 ve 18’incisidir. Bu cinslerden 6 ve 11 düşük riskli virüsler diye kabul edilir ve bu virüslerin alınması durumunda hücre değişikliğinin kanser yönünde olması az bir ihtimaldir. Ancak 16 ve 18’inci cins virüsler alındığında (yüksek riksli virüsler), hücrelerde daha çok tahribat yaparak kanserleşme yönünde gelişim olabilir. Günümüzde, kadınlarda vajina ve vulva kanserinin çok önemli bir kısmının HPV virüsünden dolayı oluştuğu artık bilinen bir gerçektir. Bu yüzden ülkemizde de yapılan ‘Pap smear’ testlerinde virüs etkisi ortaya çıktığı zaman bu virüsün cinsinin saptanması ve buna göre tedavinin yapılması gerekmektedir.

Smear testi sonuçları için patoloğa hangi bilgiler gereklidir?

Uygun şekilde hazırlanan smear lamındaki preparat patoloji uzmanına gönderilir. Patolog (patoloji uzmanı) preparatı incelerken hasta hakkında bazı bilgilere gerek duyar.

Bunlar;
* Hastanın yaşı
* Hastanın şikayetleri
* Son adet tarihi ve adetlerinin düzeni
* Şu an gebelik olup olmadığı, önceden kaç gebeliğinin olduğu
* Doğum kontrol hapı veya diğer hormonal ilaçların kullanılıp kullanılmadığı
* Rahim içi araç (spiral) kullanıp kullanmadığı
* Smear’in ne amaçla istendiği
Klinik olarak ön tanıdır.

Bu bilgiler pataloji uzmanının tanısını kolaylaştırır ve şüphede kaldığı durumlarda daha kolay karar vermesine yardımcı olur.

Pap Smear testinde dikkat edilmesi gereken noktalar

* Smear alınmasından önce 24 saat süre ile cinsel ilişkide bulunulmaması sonuçların daha güvenilir olmasına yardımcı olur.
* Smear alınmasından önce en az 72 saat süre ile herhangi bir vajinal krem ya da ilaç kullanılmamalı, vajinal duş yapılmamalıdır.
* Test için en ideal zaman son adet kanamasından 10 gün sonrasıdır
* Kanama varlığında adet kanaması gibi çok miktarda değilse smear alınabilir.
* Önemli olan noktalardan birisi de smear'ı değerlendirecek olan patoloğun özellikle bu konuda deneyimli olmasıdır.

Güvenilirliği nasıldır?

Smear taramasında yanlış negatif oranı yaklaşık %25'dir. Yani klinik olarak habaset olduğu halde smear'ın normal çıkması olasılığı %25'dir. Burada smearın alınış tekniğindeki hatalardan patoloğun deneyimine kadar pekçok faktör rol oynar.